kakaolu - zencefilli - tarçınlı muffin


uzun bir aradan sonra tekrar merhaba sevgili dostlar. Şu sıralar herşeye vakit bulabilen ben bloguma bir türlü bulamıyorum, bir miskinlik hali ki sormayın. 1,5 aydır kızlarımın geçmeyen gribal halleri malum bayram temizlikleri vs. vs.bu liste  uzar gider. Tabi bu arada boş da durmuyorum öyle çok tarifim var ki paylaşacağım, Bismillah deyip bu harika muffinlerden başlayayım. Benim kuzular atıştırmayı çok seviyor. Ben de bu durumu fırsata dönüştürüyorum. Abur cubur adı altında saydığımız her türlü ambalajlı gıdalardan mümkün olduğunca en azından evde uzak tutmaya çalışıyorum. Mesela çerezi çok seviyorlar ceviz badem fındık özellikle de leblebi ve kuş üzümü ikilisi vazgeçilmezimiz. he bir de cips sandıkları kahvaltılık gevrekleri var. :) kek de çok seviyorlar ben de evde sık sık yapıyorum. ilk kez muffin denedim. silikon kalıplarım bu kez asıl amacına ulaştılar :) sanırım sık sık tekrarlanacak, sizce nasıl olmuş mu?


srvgili cahide'nin kokostar kekinden esinlendim. benimkiler tam anlamıyla aynısı olmadı çünkü hindistan cevizi yoktu evde. tarife geçersek:

MALZEMELER
  • 3 adet yumurta
  • 1 su bardağı şeker
  • 1 kahve fincanı süt
  • 1 kahve fincanı  sıvıyağ
  • 3 yemek kaşığı kakao
  • 1 tatlı kaşığı tarçın
  • 1 tatlı kaşığı zencefil
  • 1.5 su bardağı un
  • 1 paket kabartma tozu
tüm malzemeleri çırpıp muffin kalıplarına pay ettim. Tam olarak kalıplara ne kadar malzeme koyacağımı hiç denemediğim için kestiremedim az mı yoksa dolu dolu mu koymalı derken baktım malzeme çokça artacak hepsine (12 tane kalıp) tam silme dolduracak kadar yetti. iyi ki de öyle olmuş fısır fısır kabaran harika kekçikler çıktı ortaya. Ben tarife ekstra zencefil de ekledim. çok değişik yoğun bir lezzet kattı. tavsiye ederim malum grip öksürük belki iyi gelir. 
Kızlarım da en üste damla çikolataları serpiştirdiler :) 
Bu arada Çağla: "anne niye Çağla çikolata koymuyoruz? dedi :)))) Çağla yerken de Damla soracak mı bakalım :)
mutlaka deneyin derim. 
afiyet olsun,
sevgiler,

Mini Ramazan geldi,hoşgeldi


Zilhicce ayının ilk on gününde oruç tutmanın fazileti
Kur’ân-ı Kerîm’de (Fecr 89/1-5) “Andolsun şafağa, on geceye, çifte ve teke, akıp gittiği vakit geceye! Bunlarda akıl sahibi için yemin yok mu?” buyuran Yüce Rabbimizin, üzerine yemin ettiği “on gece”, güçlü rivayetlere göre, Zilhicce’nin ilk on gecesidir. Bahsedilen on gecenin Ramazan’ın son on günü veya Muharrem’in onuncu gününe (aşure gününe) kadar olan on gün olduğu söylense de genel görüş ve kabul, bu on gün/gecenin, Zilhicce’nin ilk on günü olduğudur. Ayrıca, “Biz Mûsâ ile otuz gün için sözleştik; sonra bu otuz günü, on gün daha ekleyerek kırk güne tamamladık.” (A’raf 7/142) âyetindeki on günün de, Zilhicce’nin ilk on günü olduğu söylenmiştir.
Zilhicce’nin ilk on gününde yapılan amellerin diğer günlerden daha faziletli ve Allah’a daha sevgili olduğunu müjdeleyen Allah Rasûlü (s.); Zilhicce’nin ilk dokuz gününde tutulan her bir orucun bir yıllık oruca, “leyali-i aşere: on gece”den birini ihya etmenin de Kadir gecesini ihyaya denk olduğunu söyler.
“Günlerden hiçbiri yoktur ki onlarda yapılan bir iş Zilhicce’nin ilk on gününde yapılan işten daha faziletli ve yüce, Allah’a daha sevgili olsun…” (Tirmizi, Savm 52; Darimi, Savm 52)
“Zilhiccenin ilk günlerinde tutulan (her bir) oruç, bir yıl oruç tutmaya, bir gecesini ihya etmek de Kadir gecesini ihya etmeye bedeldir.” (Tirmizi, Savm 52; İbn Mace, Sıyam 39)
Zilhicce’nin ilk on günü ile ilgili diğer rivayetlerde; Terviye günü ve bilhassa Arefe günü oruç tutmanın faziletine vurgu yapılır. (Arefe, bayramdan önceki;Terviye ise Arefe’den bir önceki gündür. “Arefe”, bilmek, tanımak; “Terviye”ise, sulamak, bol su vermek, bir işi yaparken enine boyuna düşünüp taşınmak demektir.) Peygamberimiz (s.) Arefe gününün fazîletine dair şöyle buyurur:
“Arefe gününden daha çok Allah’ın cehennem ateşinden insanları âzât ettiği bir gün yoktur.” (Müslim, Sıyâm 196)
“Arefe günü tutulan orucun bundan önce ve sonra birer yıllık günahları örteceği Allah’tan umulur.” (Müslim, Sıyâm 197)
Hafsa (r.anha) annemiz, Peygamberimizin (s.) dört şeyi terk etmediğini söyler:“Aşure günü orucu, Zilhicce’nin on günü orucu, her ay üç gün orucu ve sabahın iki rekât sünneti.” (Râmuzü’l-Ehâdîs, 557/4)
Zilhicce ayının ilk dokuz gününde oruç tutmak tavsiye edilmiştir. Onuncu günü ise Kurban bayramının ilk günüdür. Peygamberimizin (s.) Zilhiccenin ilk dokuz günü oruç tutmayı sürdürdüğü rivayet edilmiştir. Bu sebeple Zilhicce’nin ilk dokuz günü, yani Kurban bayramından önceki dokuz gün oruç tutmak müstehaptır. Fakat sıkıntıya ve halsizliğe sebep olacağı gerekçesiyle, hacda olanların 9. günü (arefe günü) oruç tutması mekruh görülmüştür.
Bugünlerde tesbih (Sübhanallah), tahmid (Elhamdülillah), tehlil (Lâ ilâhe illallah) ve tekbirin (Allahu ekber) çoğaltılması da tavsiye edilmiştir. İmam Malik’in (Muvatta, Hac 246) rivayet ettiği bir hadiste de, arefe günü dua etmenin veLâ ilâhe illallahu vahdehû lâ şerîke leh : Allah birdir, Ondan başka ilah yoktur, O’nun ortağı da yoktur.” sözünü tekrarlamanın en faziletli amel olduğu açıklanır. Sahih-i Müslim’de ise (Hac, 436) Arefe günü Allah’ın af ve bağışının çoğaldığı vurgulanır.
Zilhicce’nin ilk on gün ve gecesi ile Arefe gününün faziletine; Zilhicce’nin ilk dokuz gününü oruçlu geçirip gecelerini de ihya etmeye, bu günlerde zikr ve duayı çoğaltmaya dair bu rivayetlerle yetinelim.
İmdi, Van depreminin acısını millet olarak yüreklerimizde hissettiğimiz şu günlerde, gelin dua ve niyazlarımızı yükseltelim; Zilhicce’nin ilk on gününü bir“Mini Ramazan” coşkusuna dönüştürelim ve şu an mübarek diyarlarda bulunan milyonlarca hacımızın telbiyelerine hep birlikte eşlik edelim:
Lebbeyk Allahümme lebbeyk. Lebbeyke lâ şerîke leke lebbeyk. İnne’l-hamde ve’n-ni‘mete leke ve’l-mülk. Lâ şerîke lek : Buyur ey Allah’ım, buyur! Buyur, şerîkin yok Sen’in, buyur! Kuşkusuz hamd ve nimet de, mülk de Sen’indir. Sen’in ortağın yoktur.”
Bu mübarek sözleri terennüm ederek tevhid bilincimizi ve Yüce Rabbimize olan teslimiyetimizi tazeleyelim. Yalnız O’nun emrine amâde olduğumuzu, O’ndan başka ilâh tanımadığımızı tekrarlayalım. Arefe günü iyice yükselecek coşkumuzu Kurban Bayramı tekbirleri ile taçlandıralım:
“Allahu ekber, Allahu ekber. Lâ ilâhe illallahu v’Allahu ekber. Allahu ekber ve lilâhi’l-hamd.”
Evet, 28 Ekim Cuma günü, Zilhicce ayı başlıyor. Bu mübarek zaman dilimi, tüm müminler için bulunmaz bir fırsattır. Van depremi bir kez daha gösterdi ki, ölüm her an hepimizin kapısını çalabilir. Öyleyse, bir yandan depremde vefat eden kardeşlerimiz için Rabbimizden mağfiret dilerken, bir yandan da Zilhicce’nin ilk on gününde ibadet hayatımızı daha da yoğunlaştırmaya bakalım. İnşaallah önümüzdeki Cuma gecesinden başlayarak küçük çaplı bir Ramazan havasına girelim. Gündüzlerini oruçla, namazla, infakla, dua ve zikirle geçirip her gecesini de Kadir Gecesi bilelim. Düşüne düşüne Kur’ân-ı Kerim okuyalım ve hayatımızı onun hayat veren ilkelerine göre yaşamaya gayret edelim.